Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Besinler: Beslenme Tavsiyeleri!

Instagram’daki canlı yayınları yakından takip etmeye devam ediyoruz! Bu kez de La Roche-Posay Instagram hesabındaki, Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak ve La Roche-Posay Kıdemli Marka Eğitim Uzmanı Dilek Er’in bağışıklık güçlendirici beslenme hakkındaki canlı yayınını takip ettik. Tabii ki Cildimveben.com takipçileri için de notlarımızı hemen aldık ve sizlere özel bu yazıyı derledik!

Dilara Koçak’ın beslenme tavsiyelerini ve onun son dönemde cildi için kullandığı ürünleri merak edenleri yazımızın devamına alalım! :)

Bağışıklık Sistemini Güçlendirecek Öneriler:

Dilek Er: Bağışıklık sisteminde beslenmek çok önemli. Beslenme için bize tavsiyeleriniz nelerdir?

Dilara Koçak: Beslenme konusunda, vücudumuza aldığımız her gıdanın aslında bir amacı vardır. Bağışıklık, bizim dışarıyla olan kalkanımızdır. Bizim bu kalkanımızı sağlam tutmamız için iyi beslenmemiz, yeterli su içmemiz, iyi uyumamız ve biraz da hareket etmemiz gerekiyor.

Bu dönemde ve her zaman, sebze, meyve ve renkli beslenmeye önem vermeliyiz. Renkli beslenmeden kastım, sofranızda yeşil, turuncu, mor, sarı renklerde gıdalar olması. Baharatlarda da renkli olanları tercih edebiliriz: zerdeçal, zencefil, pul biber, nane gibi. Sebzelerden ve meyvelerden her gün 3 porsiyon yememiz gerekiyor. Sabah güne 2 haşlanmış yumurtayla başlayanlar, gün içerisinde kendilerini tok hissediyorlar. Sabahları 2 yumurta yemek, aynı zamanda bağışıklık sistemimiz için de önemlidir. Çünkü hücrelerimizin yenilenmesi için proteine ihtiyacı vardır. Yumurta da en iyi protein kaynağıdır. Bunun dışında kefir, yoğurt, süt, hatta evde kendi yaptığınız yoğurt ve peyniri tüketmenizi öneririm.

Dilek Er: Vitamin takviyelerini öneriyor musunuz?

Dilara Koçak: C vitamini bizim için önemli bir vitamindir. Ancak günde 2 taze meyve yiyorsan C vitamini ihtiyacını karşılayabilirsin. Ancak emilim ile ilgili sıkıntısı olanlar C vitamini takviyesi almayı, doktorlarına danışarak düşünebilirler.

D vitamini eksikliği de toplumun tümünde var. Bu da bağışıklığı olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle D vitamini takviyesini ben pek çok danışanımda da gözlemliyorum ve onlara öneriyorum. Bunun dışında multi-vitaminler, propolis, kara mürver takviyeleri alınabilir.

Dilek Er: Omega 3 gibi anti-oksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirir mi?

Dilara Koçak: Vücudumuzda oksidasyon olur ve vücudumuz normalde bu oksidasyonu dengeleme kapasitesine sahiptir. İşte bu metabolik olaylar sırasında, serbest radikaller dediğimiz bazı maddeler açığa çıkar. Yine vücudumuz bunu kontrol edebilir ama bazen dış etkenler nedeniyle kontrol edemediği durumlar oluşabilir. Bu gibi durumlarda da çeşitli takviyelerle destek sağlanabilir.

Omega 3 takviyelerini de, eğer haftada 2 gün 300 gr balık yenilemiyorsa, Omega 3 takviyesi düşünülebilir. Peki sadece balık mıdır Omega 3 kaynağı? Evet balıkta yüksek miktarda bulunur. Ancak ceviz, semizotunda bulunur fakat bunlar bitkisel Omega 3’tür. Balıktaki hayvansal Omega 3’tür. Bitkisel Omega 3’ün, hayvansal Omega 3’e denk olması için 7 kat fazla alınması gerekir. O nedenle hepsini dengeli şekilde tükettiğimiz bir besin düzenimiz olmalıdır.

Dilek Er: Günde ne kadar su içmemiz gerekiyor?

Dilara Koçak: Günlük olarak 2 lt su içmemiz gerekiyor. İçemiyorsak, suyun içerisine nane, limon gibi tat katacak gıdalar katılabilir.

Yediklerimiz ve Cildimiz Arasındaki İlişki:

Dilek Er: Evde kaldığımız süreçte yediklerimize dikkat edemedik. Bu konuda siz neler önerirsiniz? Bu yediklerimizin cilde etkileri nelerdir?

Dilara Koçak: Aslında her zaman aç olduğumuz için yemiyoruz. Sıkıntıdan, boşluktan, kaygıdan, endişeden yiyebiliyoruz. Ve sıkıntıdan yediğimizde hiç kimse salata, sebze, meyve yemiyor. Genelde şekerli, yağlı yiyecekler yeniliyor. Bu yiyecekler, bağışıklık sistemimizin en büyük düşmanlarımızdan. Özellikle de şeker!

Aynı şekilde bu durum, cildimizi de etkiliyor. Bu süreçte stres, şekerli yiyecek tüketiminin artması, az su içmek ve uykusuzluk da eklenince, cildimiz etkileniyor. Akne oluşabiliyor. Bu nedenle ben, mutlaka sabah-akşam cildimi temizliyorum. Şu sıralar La Roche-Posay Effaclar Jel kullanıyorum.

Dilek Er: Cildinde yağlanmaya eğilim olanlar için bu temizleyici jeli öneriyoruz. Özellikle bu dönemde yağlı, şekerli gıdalar tükettiğimizden, cildimiz daha fazla yağlanabilir, akneye meyil başlayabilir. Bu ciltlere biz, cildin yağ dengesini sağlamak için La Roche-Posay Effaclar serisini öneriyoruz.

La Roche-Posay Effaclar Jel ile cildi temizledikten sonra La Roche-Posay Effaclar Duo + krem uygulanarak ciltteki sebum dengesi sağlanabiliyor.

Dilara Koçak: Benim de bir sorum var. :) Kolonya kullanmaktan, ellerimi yıkamakta ellerim tahriş oldu. Kullandığım ürün ise La Roche-Posay Lipikar Baume AP+ M. Bunun içerisinde neler var?

Dilek Er: La Roche-Posay Lipikar Baume AP+ M içerisinde Shea, Kanola gibi çeşitli bitkisel yağlar var. Sizin de dediğiniz gibi elleri sık yıkamaktan, dezenfektan kullanmaktan eller zarar görebiliyor, kuruyabiliyor. La Roche-Posay Lipikar Baume AP+ M, içerdiği bu bitkisel yağlar ile cilt bariyerini düzenliyor.

En kuru ciltler de dahil olmak üzere tüm kuru ciltlerin kullanımına uygundur. Yoğun nem sağlamasının yanında çok hızlı emiliyor. Ciltteki mikrobiyom dengesini sağlıyor, kaşınma hissinin azalmasına yardımcı oluyor. Ayrıca çocuklarda, bebeklerde de kullanılabiliyor.

Dilara Koçak: Aynı zamanda çantamda da La Roche-Posay Cicaplast Baume B5 taşıyorum hep, sık sık kullanıyorum. 

Dilek Er: La Roche-Posay Cicaplast Baume B5 de özellikle tahriş olmuş ciltlere önerilen bir üründür. Bebekler dahil, her bölgeye kullanılabiliyor. Kuru ciltler, tahriş olmuş ciltler, dönem dönem Cicaplast Baume B5’i yüzlerinde de kullanabilirler. Ancak yağlı bir cilde sahip olanlar için Cicaplast Gel B5 öneriyoruz.